Gösterilen sonuç 99

Otorite kaydı
Ziyad Ebüzziya
TR.İKA.Koll.04 · Person · 1911-1994

İstanbul’da doğdu. Tanzimat döneminin önde gelen gazeteci ve yazarlarından Ebüzziyâ Mehmed Tevfik’in torunu, gazeteci Talha Ebüzziya’nın oğludur. İlk ve orta öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde (1924-1933), yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı (1936). Gazeteciliğe 1933 yılında amcası Velid Ebüzziya’nın çıkardığı Zaman gazetesinde başladı. Daha sonra Tasvîr-i Efkâr’da Velid Ebüzziya ile birlikte çalıştı (1940-1945). Velid Bey’in ölümünden sonra Cihat Baban’la birlikte aynı gazeteyi Tasvir adıyla çıkardı (1945-1949). Demokrat Parti taraftarı olarak yayın yapan Tasvir on yedi defa kapatıldı ve otuz beş defa mahkemeye verildi. 1946 seçimlerine Demokrat Parti’den Konya adayı olarak katıldı. Seçime hile karıştırılınca kazanamadı. 1933’ten 1947 yılına kadar hissedarı olduğu Matbaa-i Ebüzziyâ’nın müdürlüğünü de yürüten Ziyad Ebüzziya aynı yıl tedavi için İsviçre’ye gitti. Ayrıca 1946-1956 yılları arasında akşamları yayımlanan Son Saat gazetesini kurarak idaresini üstlendi. 1950 seçimlerini kazanıp Demokrat Parti’den Konya milletvekili oldu. Milletvekilliği 1954 döneminde de devam ederken “isbat hakkı” krizinde on dokuzların elebaşılarından biri olarak partiden ihraç edildi (1955). Bunun üzerine Hürriyet Partisi’ni kurarak 1957 seçimlerine katıldı, ancak kazanamadı. Milletvekili olduğu 1950-1957 yılları arasında Dünya Parlamenterler Birliği, Avrupa Parlamenterler Birliği ve Avrupa Konseyi üyeliklerinde bulundu. 1958-1960 yılları arasında da Avrupa Konseyi Kalkınma Fonu’nda Türkiye temsilcisi olarak çalıştı.
Fransızca, Almanca ve Rumca bilen Ziyad Ebüzziya, daha öğrenciyken Türkiye İş Bankası ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nda görev aldı (1934-1935). Robert College’da Türkçe, tarih, coğrafya öğretmenliği yaptı (1938-1943). Orta Doğu Teknik Üniversitesi kurucu ve mütevelli heyeti üyeliği görevinde bulundu (1955-1960). İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi olarak çalıştı (1979-1985). Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nın kurucuları arasında yer aldı. Beyoğlu GEN Kitap Sarayı, GEN-AR Sanat Galerisi ve Kulübü’nün de kuruculuğunu ve idareciliğini yaptı. Gazeteciliği fiilen bıraktıktan sonra haftalık Yeni Düşünce ve günlük Zaman gazetelerine (1988-1989) fikrî ve siyasî yazılar, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’ne basın tarihiyle ilgili maddeler yazdı. Uzunca süren bir hastalığın ardından 26 Mayıs 1994 günü öldü ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

Bir İstanbul efendisi olarak tanımlanan ve Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’nin devamı olduğu için Galatasaray Lisesi mezunu olmakla övünen Ziyad Ebüzziya gazeteci, tarihçi ve siyasetçi sıfatı ile birçok önemli olayı gördüğünden yakın tarih hakkında değerli bilgilere ve ayrıca zengin bir arşive sahipti. Tedavi maksadıyla yurt dışında bulunduğu sırada, II. Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya’da Amerikan ve İngiliz toplama kamplarında tutulan dış Türkler’den 3000 kadarının Türkiye’ye gelmesini sağladı. Türk-İslâm dünyasındaki gelişmeleri günü gününe takip eder, yazılarında Batı’nın Türk-İslâm âlemi karşısındaki iki yüzlü politikasını ortaya koyarak Türk devlet adamlarının bu duruma ses çıkarmayan ürkek politikalarını eleştirirdi. Ziyad Ebüzziya son yıllarda, Ayasofya’nın düzme evraklarla müze haline getirildiğini ispat edip tekrar cami olarak ibadete açılması gerektiğini ısrarla savunmuş, ayrıca harf devriminin kültür hayatımızda açtığı derin yaraların eski harflerin öğrenilmesiyle giderilebileceği üzerinde önemle durmuştur. Gençlerle birlikte çalışmayı, onlara yol göstermeyi seven Ziyad Ebüzziya, zengin kütüphanesini özellikle genç araştırmacıların istifadesine sunmakla da tanınmıştır. Ziyad Ebüzziya kitap yayımcılığıyla da ilgilenmiş ve 1943 yılında Tasvir Neşriyat’ı kurarak elliden fazla kitap yayımlamıştır.
Eserleri. Ziyad Ebüzziya kendi kurduğu Tasvir Neşriyat’ın yayımları arasında imzasız olarak çıkardığı Nasreddin Hoca Fıkraları (İstanbul 1943); Mussolini Kimdir? Faşizm Nedir? (İstanbul 1943); Rousseau Kimdir? Liberalizm Nedir? (İstanbul 1943); Salazar Kimdir? Korporatizm Nedir? (İstanbul 1944); Rooswelt Kimdir? New Deal Nedir? (İstanbul 1944); Machiavelli Kimdir? Makyavelizm Nedir? (İstanbul 1944); Bektâşi Fıkraları (İstanbul 1944); Karanlıkta Bir Çığlık (roman, İstanbul 1945) adlı halk tipi kitapları dışında, büyük babası Ebüzziyâ Mehmed Tevfik’in yakın tarihimizin en önemli kaynaklarından olan Yeni Osmanlılar Tarihi adlı eserini birçok ilâve ve açıklamalarla yayıma hazırlamıştır (I-III, İstanbul 1973-1974). Ahmed Rızâ Bey’in La Faillite morale de la politique occidentale en orient (Paris 1922) adlı eserini açıklama ve notlarla Batı’nın Doğu Politikasının Ahlâken İflâsı (İstanbul 1982) ismiyle tercüme etmiştir. Bu tercüme The Moral Bankruptcy of Western Policy Toward the East (Ankara 1988) adıyla İngilizce’ye çevrilerek Kültür Bakanlığı’nca yayımlanmıştır. Ziyad Ebüzziya’nın kendi imzasını taşıyan tek telif eseri, Sahir Kozikoğlu ile birlikte kaleme aldığı Galatasaray 1922-1933 Tarihçesi ve 1933 Yılı Mezunlarının Elli Yılları (İstanbul 1986) adlı kitaptır.
Bunların dışında, 1946-1970 yılları arasında yirmi beş cildi bulan Ansiklopedik Ebüzziya Duvar Takvimi’ni de çıkaran Ziyad Ebüzziya çeşitli yayın organlarında kendi adıyla veya Z. E., Zahid Turhan, Selim Sabit, M. Kara takma adlarıyla makaleler yazmış, bazı ilmî toplantılara katılarak yakın tarih ve kültür konularında tebliğler sunmuştur.

Cüneyd Kosal
TR.İKA.Koll.05 · Person · 1931-2018

3 Kasım 1931 tarihinde, İstanbul’un Sultanahmet semti Akbıyık mahallesinde Dede Efendi’nin evine çok yakın bir evde dünyaya geldi. Tahsilini Bolu Feyz-i Cumhuriyet İlkokulu, İstanbul Şişli Ortaokulu, Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi’nde sürdürdükten sonra İstanbul Tıp Fakültesi’ne başlayan Cüneyd Kosal, musiki hayatına fazlaca önem verdiğinden dolayı eğitimini yarım bıraktı.
İlkokul yıllarından itibaren güzel bir sese sahip olduğu için çevresinden de teşvik gören Cüneyd Kosal, lise son sınıfta eline geçen kanun sazını çok sevdi ve kısa zamanda bildiği şarkıları çalabilecek duruma geldi. Üniversite yıllarında ses sanatçısı olarak Üsküdar Musiki Cemiyeti, Üniversite Korosu ve özel topluluklarda musiki çalışmalarını sürdürdü. Üniversite Korosu şefi Nevzat Atlığ tarafından kanun çaldığı öğrenilince, sazendeler arasına giren Kosal bu tarihten itibaren ses sanatçılığını bıraktı ve kanun sanatçılığına ağırlık verdi. Musiki çalışmalarının yoğunluğundan dolayı bir süre sonra tıp tahsilini yarıda bıraktı ve bir yıl, İstanbul Basın Yayın Temsilciliği’nde memur olarak çalıştıktan sonra askerlik görevini yerine getirdi. Askerlik hizmetinden sonra, İstanbul Radyosu müzik yayınlarında memur olarak görev aldı.
Cüneyd Kosal gerek Basın Yayın Temsilciliği’ndeki, gerekse askerlik sonrası Radyo’daki memuriyeti esnasında kanun sanatçısı olarak devam etti. Bu yıllarda İstanbul Radyosu ve sahne konserlerinde pek çok sanatçıya eşlik etti. Kısa bir süre gazino çalışması da oldu. 1964 senesinde babasının ısrarı ile memuriyetten ayrılıp sanayiciliğe girdi ve 1976 yılına kadar devam etti. Ancak bu faaliyetler esnasında radyo saz sanatçılığını hiç bırakmadı ve 1970-1996 yılları arasında Konya ihtifalleri ve yurt içi-dışı Mevlevi tören icralarında yer aldı. 1976 senesinde kurulan İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun kuruluşunda çalıştı ve bu koroda sanat kurulu üyesi, saz sanatçısı olarak 1985'e kadar yer aldı.
Bu dönem sonrası ferdi faaliyetler yapmakla beraber önce, icrası yapılmamış eserleri çalmak üzere saz arkadaşları ile kurdukları ve ismini koyduğu "Klasik Türk Sazları Beşlisi" ile yurt içi ve dışı birçok saz eseri ağırlıklı icralarda bulundu. Beşlideki sanatçılar; Nihat Doğu (kemençe), Cüneyd Kosal (kanun), Doğan Ergin (ney), Abdi Coşkun (tanbur), Vahit Anadolu (ritim)’dur. Bu topluluk solistliğini Ahmet Özhan’ın yaptığı Güldeste ve İstanbul Müzik Festivali etkinliklerinde birlikte çalıştı. 1991yılında, Kültür Bakanlığı’nca kurulması planlanan İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’nun kuruluş çalışmaları ve sonrasında genel yönetmen yardımcısı, çalıştırıcı ve saz sanatçılığı görevini 1996 senesinde yaş haddinden emekli oluncaya kadar sürdürdü.
Cüneyd Kosal’ın; Nişabur makamında 1 Mevlevi Ayini, 3 Saz Eseri, Ferahnakaşiran makamında beste, ağır semai, yürük semaiden oluşan bir takımı, 1 Durak, 6 Şarkı, 2 Köçekçe ve 68 ilahi olmak üzere 84 eseri mevcuttur. Kendi tertiplediği Yapı Kredi Bankası Yayınları’ndan 1986 baskılı "İlahiler", Kültür Bakanlığı’nca 1991 yılı baskılı "Yunus İlahileri Güldestesi”, Marifet Yayınları tarafından 1994 yılında basılan "99 Makamda İlahiler" olmak üzere 3 kitabı vardır. Kendisi hakkında Sertaç Tezeren tarafından önce tez olarak hazırlanıp, sonra 2007 yılında CD eki bulunan kitap haline getirilen bir biyografi çalışması bulunmaktadır. Cüneyd Kosal’a ait çok kapsamlı ve Türkiye’de sayılı bir nota ve kitap koleksiyonu bulunmaktadır.

Veysel Paşa
TR.İKA.Koll.03 · Person · H. 1282-1309 / M. 1866-1892

Abdülhamit zamanının önemli müşirlerinden olup Manastır’da doğmuştur. 1843’te askerliğe girerek Ücüncü Orduda ve Bosna’da hizmet edip binbaşı olmuş, 1876’da Bosna ihtilâli sırasında yararlıklarından dolayı generalliğe yükselmişti. Ahmet Eyüp Paşa’nın maiyyetinde iken onun İhtiyat Kuvvetleri Komutanlığına alınması üzerine Feriklikle Şıpka Kumandanı olmuş, Rusların kuvvetlerine esir düşmüştü. Bu esaretin saraydan verilen emirle gerçekleştiği sonradan anlaşılınca Veysel Paşa Divanıharpte beraat etmiştir. 1885'te Müşirlikte İkinci Ordu Komutanlığı'na tayin edilmiş. İstanbula dönüşünde ölmüş ve Eyüb'te defn edilmiştir. Cesur ve değerli bir asker olarak tanınmıştır.

TR.İKA.Koll.02 · Aile

Yusuf İzzeddin Efendi’nin eşleri Câvidan, Fâika Tâzende, Emine Nâzikedâ ve Leman Hanımlar ile çocukları Mehmed Nizameddin Efendi, Hatice Şükriye ve Mihriban Mihrişah Sultanlardır.

Hüseyin Hilmi Paşa
TR.İKA.Koll.01 · Person · 1855-1923

Hüseyin Hilmi Paşa (Eylül 1855, Midilli - Nisan 1923, Viyana), II. Abdülhamid saltanatında 31 Mart Ayaklanması döneminde (14 Şubat 1909 - 13 Nisan 1909) ve V. Mehmed saltanatında (5 Mayıs 1909 - 28 Aralık 1909) iki defa toplam 10 ay sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. En etkin ve verimli devlet adamlığı görevini, Vilayet-i Selase’de (Selanik, Kosova ve Manastır) Rumeli Umum Müfettişi olarak icra etmiş ve daha çok bu dönemdeki görevi ile anılmıştır. II. Meşrutiyet’in İlanı’nda sonra Kamil Paşa Kabine’sinde Dahiliye nazırı olmuş (27 Kasım 1908). Son olarak Viyana Sefirliğine getirilen (1912-1918) Hüseyin Hilmi Paşa, elçiliğinin nihayete erdiği 1918 sonrasında da bulunduğu Viyana’dan ülkeye dönmemiş, 1923 yılında burada vefat etmiştir.
Hüseyin Hilmi Paşa’nın doğduğu yer olan Midilli’de Tahrirat Kalemi (1874) olarak başladığı memuriyet hayatı kronolojik olarak şu şekildedir:

  • 1881 - Midilli Tahrirat Kalemi mukayyit ve müdür
  • 1883 - Aydın Mektupçusu
  • 1885 - Suriye Mektupçusu
  • 1891- Burdur’da Padişah çiftliklerinin idaresi
  • 1893 - Mersin Mutasarrıfı
  • 1893 - Maan Mutasarrıfı
  • 1897 - Nablus ve Süleymaniye mutasarrıflıkları
  • 1897 - Adana Valisi
  • 1898-1902 Yemen Valisi
  • 2 Aralık 1902-23 Temmuz 1908 – Vilayet-i Selâse’de Rumeli Genel Müfettişliği
  • 27 Kasım 1908 - Dahiliye Nâzırlığı
  • 13 Şubat 1909-13 Nisan 1909 - Sadrazam
  • 5 Mayıs 1909-12 Ocak 1910 - Sadrazam
  • 1909-1912 - Ayan Meclisi Azalığı
  • 22 Temmuz 1912-28 Ekim 1912 - Adliye Nâzırlığı
  • 28 Ekim 1912-1918 - Viyana Sefirliği
Rıza Tevfik Bölükbaşı
TR.İKA.Koll.08 · Person · 1869-1949

Feylesof lakabıyla tanınan II. Meşrutiyet devri şairi, edebiyatçı, felsefeci ve politikacı Rıza Tevfik (d. 1869, Cisr-i Mustafapaşa–31 Aralık 1949, İstanbul), bugün daha çok şair olarak hatırlanmaktadır. 1913’ten sonra hece vezniyle yazdığı şiirlerle asıl şöhretini kazanmıştır. Doğu ve Batı dünyasına ait geniş bir felsefi birikime sahip olan Rıza Tevfik yeni bir ekol kurmaktan ziyade mevcut felsefi bilgileri yorumlayarak bunlarla modern görüşler arasında dikkate değer benzerlikler üzerinde durmuştur. Bir Yahudi okulunda öğrenimine başlayan Rıza Tevfik, erken yaşta İspanyolca ve Fransızca öğrenmiş, yarım bıraktığı Galatasaray Sultanisi ve Mekteb-i Mülkiye’deki eğitimlerinden sonra Tıbbiye-i Mülkiye’den mezun olup 30 yaşında doktor olmuştur. İlk Türk kadın pedegog Ayşe Sıdıka Hanım ile evlenen Rıza Tevfik’in 3 kız çocuğu, onun ölümünden sonra ikinci evliliğini yaptığı Nazlı Hanım’dan 2 erkek çocuğu oldu. 1907’de İttihat ve Terakki Partisi’nden Meclis-I Mebusan üyesi seçildi. 1913-1918 yılları arasında politikaya ara vererek Darülfünun’da felsefe ve estetik dersleri vermeye başladı. Bu derslere devam ederken 1918’de Maarif Nazırı olarak politikaya geri döndü. Sevr Antlaşması’nı imzalayan heyetin içerisinde yer alması ve Milli Mücadele’ye muhalif bir tavır sergilemesi sebebiyle yakın arkadaşı Ali Kemal’in akıbetine uğramaktan korkarak 8 Kasım 1922’de Mısır’a gitmiştir. Daha sonra Sevr’i imzalaması sebebiyle TBMM tarafından 150’likler listesine alındı. Emir Abdullah’ın davetine uyarak Ürdün’e gitti ve kralın divan tercümanı oldu. 1934’te buradaki memuriyetinden emekliye ayrılarak Lübnan sahilinde Cünye Kasabası’na yerleşti. 1936’da eşiyle birlikte Avrupa seyahatine çıkarak 1 yıl İngiltere ve Fransa’da kaldı. 150’liklerin affına dair kanunun yürürlüğe girmesinden 5 yıl sonra 1943’te İstanbul’a döndü. Bundan sonra gazetelerde edebiyat, sanat ve estetikle ilgili yazılar yayımladı. 30 Aralık 1949’da vefat etti.

Ebüzziya Ailesi
TR.İKA.Koll.04 · Aile · 1849-1994

Ebüzziya Mehmed Tevfik (1849-1913): Matbaacı, gazeteci, yazar, kûfî hattatı, arabesk süslemeci, halıcı ve politikacı. Matbaacılık tarihinin en önde gelen isimlerinden biridir. Yeni Osmanlılar hareketinin önemli temsilcilerinden muhalif bir aydındır. Avrupa’daki basın, yayın türleri, gazete ve matbaa tekniğindeki birçok yeniliği ülkesine taşıyan Ebüzziya Tevfik, sanatsal tasarımlarını zamanın gelişmiş teknikleri ile buluşturmuş ve Osmanlı’daki yayın ve matbaayı uluslararası kabul gören bir noktaya getirmiştir. Yaşadığı dönemin önemli yapıtlarını sanat değeri yüksek tasarımlarla basmıştır.
Talha Ebüzziya (1882-1921): Ebüzziya Tevfik ikinci oğlu, Velid Ebüzziya’nın abisi, Ziyad Ebüzziya’nın babasıdır. Konya sürgününden döndükten sonra II. Meşrutiyet’in İlanı (1908) ile beraber babasının yanında Tasvir-i Efkâr gazetesi ve Matbaa-i Ebüzziya’nın yayın işlerinde çalışmaya başladı. Babasının vefatından sonra Velid Ebüzziya ile beraber gazete ve matbaanın başına geçti. Milli Mücadele yıllarında gazete ve matbaanın başında olan Talha ve Velid Ebüzziyalar Ankara Hükümetinin gayri resmi sözcüsü oldu. İngilizlerin İstanbul’un işgali haberlerini tüm Anadolu’ya yayılmasında rolü bulunduğu için hapsedildi. Burada Verem hastalığına yakalanarak tedavi gördüğü İsviçre’de bir senatoryumda vefat etti.
Velid Ebüzziya (1884-1944): Babasının vefatından sonra abisi Talha Ebüzziya ile beraber gazete ve matbaanın yönetimine geçti. Bu dönemde gazetelerde resimler yayınlanmasına öncülük ederek gazeteyi daha çekici bir hale getirmiş ve gazete içeriklerinin zenginleşmesine katkıda bulunmuştur. Milli Mücadele yıllarında önemli gazetecilik başarılarına imza atan Velid Ebüzziya kurduğu iddia edilen «Mim Mim Grubu» isimli -işgal kuvvetlerinin Türk ordusundan toplayıp depolara kaldırdığı silah ve mühimmatı Anadolu’ya kaçırması için kurulan- yer altı teşkilatı ile İstiklal Madalyası aldı. Cumhuriyet’in İlanı’ndan (1923) sonra devrimlere aldığı karşı tutum sebebiyle İstiklal Mahkemelerinde yargılandı daha sonra beraat etti. Bu dönemde Zaman gazetesini yayınlayan Velid Ebüzziya gazete yazılarını bırakarak daha çok matbaa yayınları ile ilgilendi.
Ziyad Ebüzziya (1911-1994): Gazeteciliğe 1933 yılında amcası Velid Ebüzziya’nın çıkardığı Zaman gazetesinde başladı. Daha sonra Tasvîr-i Efkâr’da Velid Ebüzziya ile birlikte çalıştı (1940-1945). Velid Bey’in ölümünden sonra Cihat Baban’la birlikte aynı gazeteyi Tasvir adıyla çıkardı (1945-1949). 1950’de Demokrat Parti’den Konya milletvekili oldu. Robert College’da Türkçe, tarih, coğrafya öğretmenliği yaptı (1938-1943). Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin kurucu heyetinde yer aldı (1955-1960). İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi olarak çalıştı (1979-1985). Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nın kurucuları arasında yer aldı. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’ne basın tarihiyle ilgili maddeler yazdı.
Talha Ebüzziya (

Orhan Şaik Gökyay
TR.İKA.Koll.07 · Person · 1902-1994

16 Temmuz 1902 tarihinde babasının öğretmenlik yaptığı İnebolu’da doğdu. Kastamonu’da başladığı orta öğrenimini ağabeyinin öğretmen olarak bulunduğu Aydın’da sürdürdü. Daha sonra döndüğü Kastamonu’da idâdînin dokuzuncu sınıfında iken bir süre Kastamonu’da özel idarede kâtip olarak çalıştı. Edebiyat hocası İsmail Habip’in (Sevük) teşvikiyle yazdığı ilk şiirleri bu şehirde çıkmakta olan Açıksöz gazetesinde yayımlandı (1922). Ardından öğrenimini sürdürmek için Ankara’ya gitti. Son sınıfına kaydolduğu Ankara Dârülmuallimîni’nden Temmuz 1922’de mezun oldu. Aynı yıl Giresun’un Piraziz nahiyesinde öğretmenliğe başladı. Bir yıl Samsun’da öğretmenlik yaptıktan sonra Balıkesir’e tayin edildi. Balıkesir’de bulunduğu yıllarda (1924-1926) Çağlayan adıyla bir edebiyat dergisi çıkardı (20 Teşrînievvel 1341 / 20 Ekim 1925). Mayıs 1926’ya kadar on beş sayı yayımlanan bu dergide şiirleri ve Gönül Kızı takma adıyla “Aya Mektuplar” başlığı altında yazıları çıktı. Kastamonu Lisesi’ni 1927 yılında bitirdikten sonra İstanbul’a giderek Dârülfünun Edebiyat Fakültesi’ne kaydoldu. Hocalarından özellikle M. Fuad Köprülü’den etkilendi ve onun teşvikiyle Almanca’sını ilerletti. Bu yıllarda Köprülü’nün tavsiyesiyle kendilerine Türkçe dersi verdiği Theodor Menzel, Franz Taeschner, Paul Wittek ve Herbert Duda gibi Türkologlar’la münasebetlerini daha sonra da devam ettirdi.
Orhan Şaik Gökyay Edebiyat Fakültesi’ni bitirince (1930) Kastamonu Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak tayin edildi. Daha sonra muhtelif Anadolu şehirlerinde öğretmenlik yaptı. Edirne’de bulunduğu sırada kendisi gibi öğretmen olan Ferhunde Sarıoğlu ile evlendi. Âdeta adıyla özdeşleşen “Bu Vatan Kimin?” adlı şiirini Bursa’daki öğretmenliği sırasında yazdı. 1938’de, uzun süreden beri üzerinde çalıştığı Dede Korkut hikâyelerini yayımladı. Ertesi yıl, daha sonra Devlet Konservatuvarı haline getirilen (1941) Mûsiki Muallim Mektebi’ne öğretmen ve müdür olarak tayin edildi. Irkçılık-Turancılık davasında tutuklanıncaya kadar (1944) bu görevde kaldı. On bir ay sonra beraat edince tekrar öğretmenliğe döndü. Galatasaray Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği (1946-1951), İngiltere’de talebe müfettişliği (1951-1954) yaptı. Yurda dönünce İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü’ne edebiyat öğretmeni olarak tayin edildi (1954). 1959 yılında P. Wittek’in daveti üzerine Londra’ya gitti ve School of Oriental and African Studies’de Türk dili ve edebiyatı okutmanı olarak çalıştı. 1962’de tekrar Eğitim Enstitüsü’ndeki edebiyat öğretmenliğine döndü. 13 Temmuz 1967’de yaş haddinden emekliye ayrıldı. Bundan sonra da Eğitim Enstitüsü’nde ve ölümünden birkaç yıl öncesine kadar Marmara ve Mimar Sinan üniversitelerinde ders verdi. 2 Aralık 1994’te öldü ve ertesi gün Üsküdar Nakkaştepe Mezarlığı’na defnedildi.

Tevfik Biren
Person · 1867-1956

Osmanlı Devleti'nin son döneminde Nazırlık ve Valilik gibi yüksek düzeylerde görev yapmış bir devlet adamıdır.
Osmanlı Devleti'nin son Maliye Nazırı ve son Şura-yı Devlet reisidir. İstanbul hükümetinin düşmesinden sonra Yüksek Mühendis Mektebi'nde dersler vermiş; üniversite reformundan sonra "ordinaryüs profesör" olarak görev yapmıştır.
Osmanlı Devleti'ndeki ilk kadın ressamlardan Naciye Neyyal Hanım ile evlendi, üç kızı oldu. Kadın hakları aktivisti, çevirmen, yazar Necile Tevfik, ressam Meliha Tevfik (Yenerden) ile Güzin Tevfik'in babasıdır.
Anıları, torunu Rezan Hürmen tarafından1993 yılında "II. Abdülhamit, Meşrutiyet ve Mütareke Devri Hatıraları" adıyla iki cilt halinde yayınlamıştır.