Gösterilen sonuç 5891

Otorite kaydı
Sabri Kalkandelen
1862, Kalkandelen - 8 Nisan 1943, İstanbul

II. Abdülhamit devri ve sonrasında Yıldız Kütüphanesi müdürlüğü, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi müdürlüğü yapmış kütüphaneci.
1862 senesinde, günümüzde Kuzey Makedonya sınırları içerisinde bulunan Kalkandelen’de doğdu. Babası Mustafa Ruhi Efendi, Kalkandelen'deki Nakşibendi şeyhlerindendi. İlk eğitimine babasının yanında başladı ve ilk gençlik yıllarında babasıyla birlikte Sırp ve Rus harplerine katıldı. II. Abdülhamid’in, babası Mustafa Ruhi Efendi’yi saraya davet etmesi üzerine aile, 1881 yılında İstanbul'a göç etti.
1902 yılında doğan oğlu Nurettin Kalkandelen de kendisi gibi kütüphanecidir. Yıllar sonra oğlu Nurettin Kalkandelen de İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ne müdür olarak atanmıştır. Soyadı kanunu ile birlikte doğduğu Kalkandelen şehrini soyadı olarak aldı. Sabri Kalkandelen 8 Nisan 1948 yılında vefatı sonrası babası Mustafa Ruhi Efendi’nin Yahya Efendi Tekkesi'ndeki mezarının yanına defnedildi.

Ahmed Remzi Akyürek
1872 - 06 Kasım 1944

Kayseri Mevlevihane’sinde doğdu ve yine bu şehirde vefat etti. Tanzimat ve Cumhuriyet döneminin nesir ve nazım, kitap ve kütüphane dünyasının önemli şahsiyetlerinden biridir. Kütahya, Kastamonu, Halep ve İstanbul mevlevîhânelerinin postnişini olmuştur. 1925’de Üsküdar Mevlevîhânesi şeyhi olan Ahmed Remzi Dede, daha sonra Üsküdar Selimağa Kütüphanesi’nde başmemur olarak 12 yıl daha görev yapmıştır.
Farsça ve Türkçe iki dîvan kaleme alan, Arapça ve Farsça yirmiye yakın kitap neşreden Ahmed Remzi Dede’nin bir eseri de Bursalı Mehmet Tâhir tarafından, II. Meşrutiyet döneminde üç cilt olarak yayınlanan Osmanlı Müellifleri isimli meşhur eserin fihristidir: Miftāhu’l-kutūb ve Esāmī-i Muellifīn Fihristi, İstanbul 1927.

Karamanlı Gufrani
1864-1926

Karaman'a bağlı Başkışla köyünde dünyaya gelen Gufrani'nin asıl adı Durmuş Ali'dir. Babası köyün ağalarından, Ferhat oğullarından Mehmet Ali Ağa'dır, Annesi'nin adı Fatma’dır. İlkokul tahsilini, köyündeki "Sıbyan Mektebi'nde" yapmıştır. Daha sonra Karaman'a gelerek bugünkü Kale İlkokulu'nun bulunduğu yerdeki Hacı İshak Medresesi'ne devam etmiş, sonra, eline bir saz alarak Gufrani mahlası ile şiirler söylemeye başlamıştır.